Bir yıldız öldüğünde ve enerjisi bitip Süpernova olduklarında ortaya çıkan devasa patlama, ilk defa gök bilimciler tarafından görüntülendi. Peki, yıldızlar nasıl ölür?
Gök bilimcilerin “şok patlaması” veya “enerji patlaması” dedikleri, bir yıldızın ölümüyle ortaya çıkan süpernova, ilk defa görüntülenebildi. Süpernova parlaklığı, Güneş’in parlaklığının yüz milyon katına kadar çıkabilir.
Geleceğin teknolojisi olarak betimlenen sürücüsüz otomobillerin çalışmalarına pek çok firma tarafından devam ediliyor. Peki geleceğin teknolojisindeki son durum ne?
Sürücüsüz otomobil teknolojileri, içerisinde bulunduğumuz “Elektronik Çağ, İnternet Çağı vb.” dönemin en büyük teknolojilerinden biri olarak gözüküyor.
Bir sürücü gerekmeksizin çalışabilecek, otomatik pilot olarak bilinen, sürücü kontrolü olmadan kullanıcıların otomobil deneyimi yaşayacağı çözümler merakla bekleniyor.
Birçok firma, bu konuyu odaklarına alarak sürücüsüz otomobil teknolojileri konusundaki çalışmalarını sürdürüyorlar.
Test aşamasında sokaklarda sürücüsüz otomobillere rastlandığı düşünülürse, teknolojinin insanlığa sunulmasının çok sürmeyeceğini söyleyebiliriz.
Peki firmaların çalışmaları ne durumda? Piyasadaki rekabette kim önde gözüküyor? Firmaların sürücüsüz otomobil çözümlerindeki durumlarını ele aldık.
Google, Tesla, Audi, Mercedes ve birçok diğer firma, otomotiv departmanlarında son derece kapsamlı bir çalışma yürütüyorlar.
Kimi sürücüsüz otomobilini yapım aşamasında bekletirken, kimi çözümünü sokaklarda görücüye çıkarmış durumda. Firmaların rekabeti daha da kızışacak.
Sürücüsüz otomobil piyasasının önemli oyuncularından biri olan Google, bu konuda ilk girişimde bulunan firmalardan biri olarak öne çıkıyor.
Sürücüsüz otomobil teknolojileri kapsamında Ford Company ile işbirliğine giden firma, çalışmalarını Henry Ford’un torunlarıyla birlikte yürütüyor.
Ford’un otomobil konusundaki tecrübesi, Google’ın yazılım deneyimininbirleştiği noktada, ikili ilk sürücüsüz otomobillerini test aşamasına getirmiş durumdalar.
İngiltere ve ABD merkezli olmak üzere Google-Ford işbirliğindeki sürücüsüz otomobilleri görebiliyoruz. Hatta Google’ın sürücüsüz otomobili ilk kazasını dahi yaptı!
Elektrikli otomobiller konusunda son dönemin en verimli otomobillerini kullanıcılarına sunan Tesla, 2016 yılının ilk çeyreği itibariyle sürücüsüz otomobil teknolojileri çalışmalarında da bulunacağını duyurdu.
Tesla Model S ve Model X çözümlerine uyarlanacağı düşünülen sürücüsüz otomobiller ile ilgili henüz detaylı bir bilgi bulunmuyor.
Elektrikli otomobiller konusundaki deneyimi ve müşteri memnuniyeti göz önüne alınırsa Tesla’nın sürücüsüz otomobil teknolojileri rekabetinde üst sıraları zorlayabileceğini söyleyebiliriz.
Alman otomobil devi, sürücüsüz otomobil teknolojilerinde tek başına yer almak istemeyen firmalardan biri olarak gözüküyor.
Almanya’nın önde gelen otomobil üreticileri Audi, Mercedes, BMWsürücüsüz otomobil çözümlerinde bir ortaklığa gitmeye hazırlanıyorlar.
Audi Yönetim Kurulu Başkanı Rupert Stadler, henüz resmi bir ortaklı olmasa da, üç firma arasındaki girişimi doğrulayarak kullanıcıların yakında bu ortaklığın meyvelerini göreceklerini ifade etti.
Otomobil sektöründe yıllardır üst sıralarda yer alan bu firmaların ortaklıkları sonucu ortaya çıkan geleceğin otomobilleri, şimdiden merak konusunu oluşturmuş durumda.
BMW, Audi ile birlikte sürücüsüz otomobil ortaklığında bulunmaya hazırlanan Mercedes, çözümlerini yalnızca otomobille sınırlı tutmayacak gibi gözüküyor.
Kamyon, tır çözümlerinde piyasanın en etkin oyuncusu olan Mercedes,sürücüsüz tır üretme yoluna gitmeyi hedefliyor.
Birleşik Krallık Hükümeti ile ortak çalışılacak projede, Birleşik Krallık ülkeleri özel yollar yapacak, Mercedes sürücüsüz tırlar üretecek.
Birleşik Krallık Parlamentosu’nda onaylanan projenin gerçeğe dönüşmesi için net bir zaman verilmese de, Mercedes’in en iddialı olduğu dalda kullanıcıları çok fazla bekletmeyeceğini söyleyebiliriz.
Tron: Legacy bünyesinde Daniel Simon tarafından tasarlanan otomobil, tarihteki “ilk sürücüsüz yarış otomobili” sıfatına sahip olacak.
Roborace adlı otomobil, 186 mph hız ile sürülebilirken, aerodinamik parçaları bünyesinde barındıracak.
DRS, ayarlanabilir spoiler ve hızını arttırarak sollama çözümlerine sahip olacak Roborace’in Formula E 2016-2017 sezonunda yarışması bekleniyor.
Formula’nın elektrikli otomobillerin yarıştığı kategorisi olan Formula E’de izleyenler böylece gelecek sezon sürücüsüz otomobil görecekler.
Bu maddede sürücüsüz otomobil firmasının girişimi yerine İngiliz Hükümeti’nin girişimleri ile ortaya çıkacak bir projeden bahsediyoruz.
Londra’daki trafik sorununa alternatif bir çözüm üretme arayışında olan yetkililer, şehir içi toplu taşıma hatlarında teknolojiyi kullanmayı deneyecekler.
Proje kapsamında sürücüsüz otobüsler, shuttlelar ve hatta metrolar dahi Londra halkının kullanımında olacak.
Henüz Londra ile sınırlı olan çözümün, İstanbul’a sağlıklı bir şekilde uyarlanabileceğini düşünebilir miyiz?
Bilişim dünyası yeni bir teknolojiyle bambaşka bir ‘evrene’ kapı aralıyor. Merakla beklenen sanal gerçeklik başlığı Oculus Rift’in ne olduğunu ve neler yapabildiğini 6 soruda derledik.
Uzun yıllardır geliştirme safhasında bulunan Oculus Rift sanal gerçeklik kaskları piyasaya çıkıyor. Geçtiğimiz aylarda ön sipariş verenlere cihazın sevkiyatı bugünden itibaren başladı. Önümüzdeki haftalarda 700 euroya piyasada satışa çıkacak cihazın teknik özellik, sistem gereksinimleri ve diğer ayrıntıları DW’den Hannah Fuchs araştırdı.
Oculus Rift seti böyle bir çantada geliyor
Oculus Rift adı nereden geliyor?
Oculus, Latince göz anlamına geliyor. Rift ise İngilizce kopuş demek. Oculus Rift kaskı, sanal dünya ile gerçeklik arasındaki yol ayrımını ifade ediyor.
Oculus Rift ile neler yapılabiliyor?
Oculus Rift öncelikle bir oyun cihazı. Kaskı takar takmaz yeni bir dünyaya bakıyorsunuz. Oyuncu serbest şekilde hareket edebiliyor, çevresine göz atabiliyor, nesnelerin altındakini ya da arkasındakini görebiliyor. Kullanıcı bir tür 360 derecelik kokpitte oturuyor.
Kontrol birimleri aracılığıyla nesnelerle etkileşim içine girip onlara dokunabiliyor, onları yerlerinden kaldırabiliyor. Oculus Rift kullanıcıları sanal dünyada buluşup burada karşılıklı oynabiliyor.
İnternete farklı kullanıcıların sanal gerçeklik deneyimlerini yansıtan birçok video yüklenmiş durumda. Bu videoda bir kullanıcı lunaparkta eğlence trenini deniyor.
Bir başka kullanıcı ise bir korku oyununu deniyor.
Sanal gerçeklik cihazları oyunların yanı sıra turizm gibi başka alanlara da yeni imkânlar sunuyor. Seyahat acentaları artık müşterilerine otel ve mekânları tek düze kataloglarda göstermek yerine adeta canlı olarak gösterebilecek.
Binlerce kilometre yol kat etmeye gerek kalmaksızın Londra’daki Big Ben saat kulesini güneşli güzel bir havada dolaşabilecek ya da New York’taki Güzel Sanatlar Müzesi’ni çevrenizde insan yığınları olmaksızın gezebileceksiniz. Araştırma ve tıp alanında da birçok yeni uygulamalara kapı aralanıyor.
Oculus Rift nasıl çalışıyor?
Kaskın içinde yaklaşık bir tablet büyüklüğünde bir ekran yer alıyor. Kullanıcı ekrana biraz dürbünü andıran bir çifte mercekle bakıyor. Bir yazılım görüntüyü bölüp büküyor, böylece görüntü olduğundan çok daha büyüyor. 7 inçlik ekran, 11 metre hissi veriyor. 220 gramlık ağırlığının testlerde kullanıcıları rahatsız etmediği, uzun süreli oyun seansları açısından da uygun olduğu belirtiliyor.
Oculus Rift sistem gereksinimleri nedir?
Oculus Rift için ilk şart iyi donanımlı, güçlü grafiklere sahip bir sistem. Burada özellikle masaüstü oyun bilgisayarları öne çıkıyor. Dizüstünde de Oculus’u çalıştırabilen yeni modeller piyasaya çıktı.
İşletim sistemi olarak Windows 7 SP1 64 bit ve üstü gerekiyor. Apple ve Linux’ta henüz çalışmıyor.
Oculus Rift’i kim geliştirdi?
Fikir, Palmer Luckey isimli ABD’li mucite ait. Mevcut sanal gerçeklik gözlüklerini yeterli bulmayan Luckey, Güney Kaliforniya Üniversitesi’nin Yaratıcı Teknolojiler Enstitüsü’nde yeni bir cihaz tasarladı.
1 Ağustos 2012 tarihinden itibaren Kickstarter platformunda tasarımını tanıtıp fon toplamaya girişti. Hedef 250 bindi. 24 saatte 800 bin dolar birikti. Kampanya sonunda 2 milyon 400 bin dolar, bir başka ifadeyle hedefin tam 10 katı bir rakama ulaşıldı.
Oculus VR şirketi ilk başlıkları uygulama geliştiriciler ve programcılara dağıttı. Facebook, üretici Oculus VR şirketini 2014 yılında 2 milyar dolar karşılığında bünyesine kattı.
Sırada başka hangi sanal gerçeklik cihazları var?
Oculus Rift VR başlığı, sanal gerçeklik cihazlarında bu yıl açılışı yapacak. HTC, 899 euroya satışa çıkması beklenen Vive ile Oculus’u izleyecek. Sony’nin Playstation VR’inin ekim ayında piyasaya çıkması bekleniyor. Sony ürününün fiyatı daha düşük olacak. Bir başka avantajı mevcut oyun konsollarına bağlanabiliyor olması. Dünya genelinde evlerdeki Playstation 4 sayısı 53 milyonu buluyor. Pahalı bilgisayara gerek duymaksızın başlığı konsola bağlamak yetecek. Samsung’un sanal gerçeklik gözlüğü Gear VR, akıllı telefonlar Galaxy S6 ve S7 serisi desteğiyle çalışıyor.
Peki sanal gerçeklik cihazları “bir sonraki büyük olay” olabilir mi? 2015’te Almanya’da yapılan bir anket tüketicilerin bu yönde bir eğilimini saptayamadı. Uzmanlar, yeni modellerin bu trendi değiştirme ihtimaline işaret ediyor.
Yakıtsız uçak sıfatıyla yoluna devam eden Solar Impulse 2 uçağı, Amerika kıtasını ilk uçusunu gerçekleştirdi. Böylece Solar Impulse 2 Dünya Turu’ndaki 10.etabını tamamladı.
Solar Impulse 2 adlı yakıtsız uçak, ABD’nin Kalifornia Eyaleti’ndeki Mountain View kentinden dün itibariyle havalanmıştı.
Dünya Turunun 10 Etabına başlayan uçak, kalkışından 16 saat sonra Arizona Eyaleti’ndeki Phoenix kentine ineren, Dünya Turu’nun 10.Etabınıbaşarıyla tamamladı.
Cnet‘teki habere göre, 1113 kilometre boyunca süren uçuşta, uçağı 9.etap pilotu Bertrand Piccard’dan devralan Andre Borshberg görev aldı.
Herhangi bir uçak yakıtı türevine ihtiyaç duymadan uçabilen Solar Impulse 2, ayrıca güneş enerjisini bünyesinde depolayarak 12 saati süren uçuşları sonrasında gece vaktinde de uçabiliyor.
2.3 ton ağırlığında olan uçağın, 72 metre genişliğindeki iki kanadında 17 bin 248 adet güneş hücresi bulunuyor.
Söz konusu güneş hücreleri uçağın güneş ışığının yeterli geldiği anlardalityum bataryalarında enerji toplamasını sağlıyor.
Dünya Turuna 5 Mart 2015 tarihinde başlayan Solar Impulse 2 sırasıyla;Abu Dabi, Umman, Hindistan, Myanmar, Çin, Japonya, Hawaii etaplarını geride bıraktı.
Solar Impulse 2 uçağı dünya turunu tamamlaması halinde, dünya çevresini uçak yakıtı olmadan, güneş enerjisi ile dolaşan ilk uçak olma unvanına sahip olacak.
Ayrıca uçağın pilotları Andre Borshberg ve Bertrand Piccard, bu anlamda güneş enerjili uçak ile dünya turunu tamamlayan ilk pilotlar olacaklar.
:: Uçak yakıtı olmadan güneş enerjisi ile çalışan Solar Impulse 2 uçağı hakkında ne düşünüyorsunuz?
İnsanların internette daha fazla sosyal olmalarıyla birlikte tasarımcıları da yeni arayışlar içerisine girdiler. Bu içeriğimizde 2016’da görebileceğimiz yeni tasarım trendlerini listeledik.
Diyor TNW‘den Amber Turner.
Gelişen teknolojilerle birlikte sürekli iletişim halinde olan internet ve Websiteleri, bu değişimin ilk hissedildiği yerlerden. Peki daha hızlı, daha sade ve kullanıcı deneyimini en üst seviyeye taşımaya odaklayan Websitelerinde, 2016 yılında tasarım açısından nasıl trendler göreceğiz?
Web sitelerinde önemli olan şey, anlatmak istediğiniz görsel ya da metni, kullanıcıya net ve hızlı bir şekilde ulaştırmaktır. Bunun için de tasarımda gidilecek değişiklikleri Shellshock isimli firma aşağıda göreceğiniz gibi üretiyor.
Daha net ve daha sade olmak bu tasarımın ana hedefi. Kart biçiminde navigasyon bölümleri kolay bir kullanabilirlik sunmayı hedefliyor.
İnternet olduğu süre boyunca scroll (mause orta tekerleğiyle Web sitesi içerisinde aşağı ya da yukarı çıkmak) denen fiil hep olmuştur. Ancak insanlar daha az scroll yapmak istiyorlar. Bunun için de Uppercase gibi tasarımcılar 2016’da trend olacak işler yapabilirler.
Hızlanan siteler ve internet, modüler yapıları 2016 yılı itibariyle daha fazla görebileceğiz. Bunun için ise Brad Frost’un “Atomic Design” adını verdiği ve tek bir katman yerine birçok katmandan oluşan Web sitesi tasarımlarını görebiliriz.
2016’da trendler arasında daha düz hatlar olacak. Bunun için Google logosu örnek verilebilir. Bu tasarımsal değişiklik, Web sitelerini mobilde görüntüleyen insanlara da okuma kolaylığı getiriyor.
Google’ın 2014 yılında ürettiği Material dizayn da 2016’da sıkça kullanılacak. Material dizayn daha gerçekçi hareketler sunmayı hedefleyen bir tasarım biçimi olarak çıkışını gerçekleştirmişti.
Web sitelerinde görmeye başladığımız kullanıcıların kendi fotoğraflarını, giflerini hatta videolarını kullanmaları da 2016’nın trendlerinden olacak. Böylece ekran karşısındaki kişiyle daha yakın bir iletişim kurulmak isteniyor.
Geçtiğimiz senelerde görmeye başladığımız üyelik alımı yaparken bir kutucukta değil de bütün bir sayfada bilgilerinizi girmek 2016’da daha da fazla kullanılmaya başlanacak olan bir trend olarak göze çarpıyor.
Hızla gelişen trendler Web tasarımcıları tarafından hemen uygulandığı için Web siteleri gittikçe daha fazla birbirlerine benzemeye başladılar. Tasarımcılar da kalabalığın arasından sıyrılmayı, kullandıkları değişik animasyonlarla sağlamaya çalışıyorlar. 2016 yılında Web sitelerinde daha fazla animasyon görebileceğiz. Aşağıda Twitter’ın kullandığı “beğenme” animasyonunu kare kare görebiliyorsunuz.
Göze güzel görünen bir tasarımınızın olması, ne yazık ki sitenizin iyi işleyeceği anlamına gelmiyor. İnsanların Web sitelerinde tıkladıkları bir şeyin doğru çalışmaması, onların siteyi terk etmelerine neden olabiliyor. Yani tasarımcılar 2016 yılında tasarıma verdikleri önemi, sitenin doğru çalışmasına da vermek zorundalar.
Birçok Web tasarımcısı, işlerini tarayıcılarda yapıyorlar. Ancak bu 2016 yılında değişecek gibi duruyor. Tasarımcılar Photoshop, Illustrator ve Sketch gibi programları artık daha fazla kullanacaklar.
