ÖZET

İnşaatlar Yapı İşlerinde İş Sağlığı Güvenliği Yönetmeliği ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasında yer alan bazı hükümleri yeri getirmedikleri takdirde yürüttükleri inşaatlar mühürlenmekte ve inşaat durdurulmaktadır. 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası Kapsamında yapı işlerinde tespit edilen noksanlıkların tehlike seviyelerine göre önel verilmesi, idari para cezası veya işin kısmen ya da tamamen durdurulması yaptırımları uygulanmaktadır. Özellikle yapı işlerinde inşaatın durdurulması (işin tamamen ya da kısmen durdurulması) cezai ağırlık olarak hem maddi kayıp hem de itibar zedelenmesi noktasında idari para cezalarına nispeten çok daha ağır bir yaptırım olduğu bilinmektedir. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası 25. maddesinde risk değerlendirmesinin hazırlanmaması veya hayati tehlike olarak nitelendirilen bir noksan hususun tespit edilmesi durumlarında inşaatın durdurulacağı dile getirilmektedir. Buna karşın hayati tehlikenin tanımına ve ya hangi noksan hususların hayati tehlike olarak nitelendirildiğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu noktada inşaatın durdurulmasına esas teşkil eden yapı işleri için hayati tehlike olarak değerlendirilen noksan hususların ortaya konulması son derece önemlidir.

           GİRİŞ

Son zamanlarda yaşanan iş kazaları aslında göz önünde bulunan fakat bir türlü görülemeyen bir gerçeğin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Her yıl ülkemizde meydana gelen on binlerce iş kazası, binlerce işçinin hayatını kaybetmesi veya daha fazlasının yaralanması ile sonuçlanmaktadır. İş kazaları ve meslek hastalıklarından ötürü yaşanan ölümler ve yaralanmalar hem toplum vicdanında hem de ülke ekonomisinde derin yaralar açmaktadır. Yaşanan iş kazları işçilerin can güvenliği ile doğrudan ilgili olan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin sebepler dairesinde işverenin iyi niyetine bırakılmasının mümkün olmadığını vurgulamakta ve bu konuda denetimlerin sıklaşmasının gerektiğini göstermektedir. Bilindiği gibi ölümlü iş kazalarının yaklaşık %30’u yapı işlerinde meydana gelmektedir.[1] Bu durumdan ötürü Çalışma Bakanlığı her yıl Yapı işlerinde programlı teftişler yürütmekte ve bu teftişler kapsamında tespit edilen hayati tehlike içeren noksanlıklara karşılık işin durdurulması yaptırımı uygulamaktadır. Söz konusu olan noksan hususların işverenler tarafından bilinmesi ve buna karşılık gereken önlemlerin alınması hem işçiler için güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturulması noktasında hem de işin durdurulması halinde işverenin uğrayacağı üretim kaybı ve itibar zedelenmesinin önüne geçilmesi hususunda son derece elzem olduğu aşikârdır.

YAPI İŞLERİNİN DURDURULMASI SÖZ KONUSU OLDUĞU HALLER

          Hayati Tehlike Durumunda

Yapı işlerinde inşaatın iş sağlığı ve güvenliği yönünden durdurulmasının iki sebebi bulunmaktadır. Bunlardan ilki işyerindeki bina ve eklentilerde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanlarında çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir noksan hususun tespit edilmesidir.  İşin durdurulması yaptırımının düzenlendiği 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa’nın 25. maddesinde hayati tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan ile çalışanlar dikkate alınarak işin tamamında durdurma uygulanabileceği gibi sadece bir bölümünde de işin durdurulabileceği belirtilmiştir. Mevzuatta hayati tehlikenin tam olarak bir tanımı bulunmamaktadır.  İş sağlığı ve güvenliğine yönelik yapılan teftişler ele alındığında hayati tehlike; giderilmediği zaman çalışanları iş kazasına veya meslek hastalığına uğratma ihtimali çok yüksek olan tehlikeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu noktada yapı işleri açısından hangi noksan hususların hayati tehlike olarak değerlendirildiği ayrı bir önem kazanmaktadır.

          Risk Değerlendirmesi Hazırlanmamış Olması

Hayati tehlike mevcudiyetinden ayrı olarak çok tehlikeli sınıfta yer alan yapı işlerinde risk değerlendirmesi hazırlanmaması veya hazırlatılmaması sonucunda inşaat durdurulmaktadır. Özellikle üstünde durulması gereken husus hayati bir tehlikenin söz konusu olmadan risk değerlendirmesi hazırlanmamasının yalnız başına işin durdurulma sebebi sayılmasıdır. Bu durum hayati tehlikelerin daha önceden analiz edilerek değerlendirilmesi konusunun ne kadar ciddiye alınması gerektiğinin bir göstergesidir. Bu kapsamda yapı işleri ile ilgili hazırlanan risk değerlendirmesi İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliğinde belirtilen asgari gerekleri içermek zorundadır. (Söz konusu asgari gereklerin çalışmamızın konusuyla yakından ilgisi olmamasından dolayı sadece başlıklar halinde vermek daha uygun olacaktır; İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği madde 11/1 (dokümantasyon), madde 12 (hazırlanma periyodları), madde 6/1 (hazırlaması gereken ekip), madde 6,7,8,9 ve 10 (hazırlaması sırasında izlenmesi gereken yöntem ve adımlar)  Özellikle yapı işlerine mahsus hazırlanan risk değerlendirmesinde belirlenen tehlikelerin hangi sebeplerden dolayı meydana gelebileceği ve tehlikelerin olası sonuçları analiz edilmelidir. Risklerin sonuçlarını azaltabilecek veya meydana gelme olasılıkları düşürebilecek önlemlerin olup olmadığı incelenmeli ve risklerin her hangi bir kazaya meydan vermeyecek düzeye inip inmediği bunun yanında alınması gereken ek önlemlerin olup olmadığı değerlendirilmelidir.

YAPI İŞLERİNDE HAYATİ TEHLİKE OLARAK DEĞERLENDİRİLEN ve İŞİN DURDURULMASI UYGULANAN NOKSAN HUSUSLAR

Yapı işlerinde iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına yönelik noksan bir hususun tespit edilmesi halinde önel verilmekte veya idari para cezası uygulanmakta ama risk değerlendirmesi hazırlanmaması veya tespit edilen noksan hususun hayati tehlike arz etmesi halinde ise inşaatın durdurulması söz konusu olmaktadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa’sında ve bu Yasaya istinaden çıkarılan yönetmeliklerde hayati tehlikenin tanımı tam manasıyla bulunmamaktadır. Buna karşın Çalışma Bakanlığı tarafından yürütülen iş sağlığı ve güvenliği teftişlerine bakıldığında yapı işleri ile ilgili hayati tehlike arz eden noksan hususların yüksekten düşme, elektrikle temas ve yangın tehlikesi olarak 3 başlık altında toplamanın mümkün olduğu görülmektedir.

         Yüksekten Düşme Tehlikesi İçeren Noksan Hususlar  

Yapı işlerinde yaşanan ölümlü iş kazalarının yarısına yakını yüksekten düşme sonucu meydana gelmektedir. Yaşanan kazaların kök sebebi incelendiğinde toplu koruma önlemlerinin yetersizliği, kişisel koruyucu donanımların kullanılmaması ve çalışanların eğitim düzeyinin yeterli olmaması hususlarının öne çıktığı görülmektedir. Genel itibariyle yaşanan kazalar inşaatların çeşitli yerlerinde bulunan boşluklardan veya iskele sistemindeki noksanlıklardan kaynaklanmaktadır.

11081439_10152818365954423_2442471085353834200_n

         Toplu Koruma Önlemlerinin Yeterli Olmaması 

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa’sının 5. maddesi doğrultusunda işveren “toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik” vermesi gerekmektedir. Yapı işlerinde özellikle yüksekten düşme riski bulunan çalışma yerlerinde çalışanların güvenliği öncelikle güvenli korkuluklar, düşmeyi önleyici platformlar, bariyerler, güvenlik ağları veya hava yastıkları gibi toplu koruma tedbirleri ile sağlanmalıdır. Yapı işlerinde betonarme platformların döşeme kenarlarında, asansör, merdiven, baca, şaft, aydınlatma boşlukları gibi döşemelerde süreksizlik meydana getiren boşluklarda, çatıda yapılan çalışmalarda ve kova boşluklarında çalışanların veya malzemelerin düşmesini engelleyecek toplu koruma tedbirleri alınmaması veya alınan tedbirlerin yeterli olmaması durumunda inşaat durdurulmaktadır. (Yapı İşlerinde İş Sağlığı Güvenliği Yönetmeliği Madde:5/2-a, Ek:4-A/4) Söz konusu yerlerde korkuluk sitemi kullanılacaksa; platformdan en az bir metre yükseklikte ve herhangi bir yönden gelebilecek en az 125 kilogramlık yüke dayanıklı ana korkuluk, platforma bitişik, en az 15 santimetre yüksekliğinde topuk levhası, topuk levhası ile ana korkuluk arasında açıklıklar 47 santimetreden fazla olmayacak şekilde konulan ara korkuluk bulunması gerekmektedir.

        İskelelerin Güvenliği ile İlgili Noksan Hususlar 

İnşaat işlerinin ayrılmaz bir parçası olan iskelelerin güvenliği yapı işlerinde önemli bir yere sahiptir. Yüksekten düşme riski içeren veya iskelenin sağlamlık ve dayanıklılığı ile ilgili noksan hususlar inşaatın durdurulmasına esas teşkil eden hayati tehlikelerdendir.  Özelikle cephe İskelesi platform elemanları ile iskele dikey elemanları arasında ve platform döşemesinde çalışanların düşmesine sebep olabilecek boşlukların bulunması, iskelesinde korkuluk sistemi bulunmaması veya korkuluk sisteminin uygun olmaması ve merdiven sistemleri veya benzeri güvenli ulaşım sistemlerinin olmaması gibi yüksekten düşme riskleri içeren noksan hususların tespiti durumlarında inşaat durdurulmaktadır. Bunun yanında iskele ayaklarında sabit veya düşeyliği ayarlanabilir taban plakaları bulunmaması veya iskelenin ayaklarının sabit bir zemine oturtulmaması gibi iskelenin sağlamlık ve dayanıklılığı noktasında zafiyete sebep olabilecek ve kaza riski doğurabilecek noksan hususlar da hayati tehlike arz eden noksanlıklar olarak değerlendirilmektedir.(Yapı İşlerinde İş Sağlığı Güvenliği Yönetmeliği Madde:5/2-a, Ek:4-B/30-36)

Yeni Bit Eşlem Resmi

     Korkuluk

korkuluk (3)korkuluk (2)

 

Elektrikle Doğrudan veya Dolaylı Temas Tehlikesi İçeren Noksan Hususlar

Yapı işlerinde doğrudan veya dolaylı elektrik ile temas riski içeren tehlikeler hayati tehlike olarak değerlendirilmekte ve tespit edilmesi durumunda işin durdurulması yaptırımı uygulanmaktadır. Bu kapsamda yapı alanı içerisindeki ana pano ve tali elektrik panolarında uygun kaçak akım rölesi tesis edilmemesi durumunda inşaat durdurulmaktadır. (Yapı İşlerinde İş Sağlığı Güvenliği Yönetmeliği Madde:5/2-a, Ek:4-A/16) Özellikle dinlenme,  ve barınma yerlerinin yanı sıra ıslak ve nemli çalışma alanlarında 30 mA değerinde kaçak akım rölesi tesis edilmelidir. Bunun yanı sıra açık alanlarda kullanılacak olan tali panolar çevresel faktörlerden ve mevsim şartlarından korunması için en az IP 54 güvenlik seviyesinde seçilmelidir.

       Yangın Tehlikesi İçeren Noksan Hususlar

Yapı alanlarında çalışanların barınmasına yönelik tesislerin (koğuşlar/yatakhaneler vb.) kurulması en çok sorun yaşanan hususların başında gelmektedir. Özellikle bu konuda yaşanan iş kazalarından sonra mevzuatımızda birçok düzenleme yapılmıştır. Dinlenme, barınma ve sosyal amaçlı kullanılan tesislerin yangına karşı yeterli güvenlikte malzemeden inşa edilmemesi veya çadır ve branda kullanılması durumunda inşaatın tamamen durdurulabileceği gibi sadece söz konusu tesislerde kısmen durdurma da uygulanabilmektedir. Mevzuatımızda yapı işlerinde çadır kullanılmasına ancak yanmaz malzemeden olmak kaydıyla meskûn mahal dışında, yol, demiryolu, köprü inşaatı gibi açık havada yapılan çalışmalarda izin verilmektedir.

Barınma yerlerinde kullanılan ısıtma ve soğutma sistemleri için gerekli tedbirlerin alınmaması veya ısıtma sistemlerinde yangın riski oluşturacak mangal, maltız ve benzeri açık ateş kullanılması çalışanlar için hayati tehlike oluşturan noksan hususlar olarak değerlendirilmektedir. Bunların yanında söz konusu yerlerde elektrik tesisatı, aydınlatma ve havalandırma sistemlerinde çalışanların güvenliğine yönelik risk oluşturan noksan hususların tespit edilmesi halinde inşaat kısmen veya tamamen durdurulmaktadır.

Yapı işlerinde yangına veya patlamaya sebep olabilecek kimyasal maddelerin depolanmasının uygun olmaması, depolama yerlerinin yeterli havalandırılmaması veya söz konusu yerlerde elektrik tesisatının ve aydınlatma sisteminin gerekli güvenlik seviyesini karşılamaması durumunda işin durdurulması yaptırımı uygulanmaktadır. İnşaat sahası içinde bulanan yanıcı veya patlayıcı kimyasal maddelerin depolandığı yerlerde öncelikle doğal havalandırma sağlanmalı, doğal havalandırmanın yeterli olmadığı durumlarda gerekli güvenlik seviyesinde suni havalandırma sistemleri kullanılmalıdır.  Söz konusu alanlarda elektrik tesisatı bulunması halinde exproof olmalı aksi takdirde bu alanlarda elektrik ve aydınlatma tesisatı kullanılmamalıdır.

      SONUÇ ve DEĞERLENDİRME

Yukarıda 3 başlık altında dile getirdiğimiz noksan hususlar yapı işleri için hayati tehlike olarak değerlendirilmekte ve hukuki sonuç olarak inşaatın durdurulmasına esas teşkil etmektedir. Çalışama Bakanlığının yürütmüş olduğu denetimlerde yapı işlerinde özellikle yüksekten düşme, elektrikle temas veya yangın tehlikesi oluşturan bir noksan husus tespit edilmesi halinde müfettiş raporuna istinaden inşaatta mühürleme işlemi gerçekleştiği görülmektedir.

 

SORULARLA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ DESTEĞİ

Bilindiği gibi iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yerine getirilmesi için sağlanacak desteğin usul ve esaslarını belirleyen İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik  24.12 2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Bununla beraber 2014 yılında yayınlanan tebliği ile verilecek desteğin detayları belirlendi. Tebliğ ve Yönetmelik kapsamında soru-cevap olarak verilecek desteği açıklamaya çalışalım.

DESTEKTEN HANGİ İŞYERLERİ YARARLANABİLİR?

Kamu kurum ve kuruluşları hariç olmak üzere ondan az çalışanı bulunanlardan, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri iş sağlığı ve güvenliği desteklerinden yararlanabilmektedir. Destek alacak yerlerin İSG-KATİP’e kayıtlı onaylanmış ve devam eden iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin verilmesine ilişkin iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi veyahut OSGB ile yapılmış bir sözleşmesinin olması şarttır.

İşyerinin tehlike seviyesi belirlenirken yürütülen asıl işin tehlike sınıfı dikkate alınır. İşyerinin sosyal sigortalar sicil numarasının 2., 3., 4., 5., 6. ve 7. hanelerinde bulunan numaralar işyerinin tehlike seviyesini veren NACE Kodudur. İşyerinin Tehlike seviyesini öğrenmek için söz konusu numaranın işyerlerinin tehlike seviyesini belirtir listede bulunması yeterlidir. Örnek olarak sigorta sicil numarası 2. 24.42.17.22.2222222.034.02 olan bir yerin NACE kodu: 24.42.17’dir.  İşyeri Tehlike Sınıfları Listesine bakıldığında işyerinin  “Alüminyum imalatı” verdiği ve çok tehlikeli sınıfta olduğu görülmektedir.mesleki_yeterlilik

ÇALIŞAN SAYISI NASIL TESPİT EDİLECEK?

İşyerinin teşvikten yararlanabilmesi için SGK tarafından tescil edilmiş kayıt altında bir işyeri olması gerekmektedir. Türkiye genelinde 10’dan az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri teşvikten yararlanabilir.

-Aynı işverenin Türkiye genelinde birden fazla kayıtlı işyeri var ise, 5510 SS ve GSSK göre 4-1(a) kapsamında çalışan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan sigortalı sayısı dikkate alınır. -Alt işveren çalışırsa bu sayıya alt işverende dâhil edilir.

-Ücretsiz izin, İstirahat, Uzun Süreli Raporlu olanlar var ise bu sayı tespitinde dikkate alınır.

-Ay içinde İşe giren ve çıkan var ise çalışan sayı tespitinde dikkate alınır.

-3308 Sayılı Kanun kapsamında yer alan aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler çalışan sayısının ile İşyeri dışından hizmet alınan kısmi süreli iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi dikkate alınmaz.

DESTEK İÇİN BAŞVURU NASIL YAPILABİLİR?

Destek kapsamında bulunan işverenler İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğinin ekinde yer alan başvuru formu ile işyerinin tescil olduğu Sosyal güvenlik il müdürlükleri veya Sosyal güvenlik merkezlerine müracaat etmelidir. Aynı işverenin Türkiye genelinde birden fazla tescilli işyerinin bulunması halinde müracaat, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri başvuru formunda ayrı ayrı belirtilmek suretiyle işverenin merkez işyerinin tescilli olduğu Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılır. Başvuru formunda tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için ayrı ayrı olacak şekilde destekten yararlanmak istenilen işyerlerine ait işyeri sicil numaraları ile ödemenin yapılacağı banka hesap numarası (IBAN) belirtilir. İşverenin başvurusunda belirttiği işyerlerinin dışında, Türkiye genelinde aynı işverene ait diğer işyerleri de tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için ayrı ayrı tespit edilerek, iş sağlığı ve güvenliği desteği verilecek işveren kapsamına girip girmediği ünitelerce belirlenir. Yapılacak sorgulama neticesinde SGK Kurumunun ilgili birimleri tespit edilen işyerlerinden bildirilen sigortalı sayısı da dikkate alınarak işlem yapılır. Başvurular, ünitece MOSİP Sisteminde kayıt altına alınır. Kayıt işlemi, MOSİP Sistemindeki ilgili menüden işverenin vergi kimlik numarası altında, sahip olduğu işyerlerinin sicil numaralarının girilmesi suretiyle yapılır. Dilekçe ve ekleri bir dosyada muhafaza edilir. Müracaatların MOSİP Sistemine kaydedilmesi sırasında söz konusu Sistem, bildirilen işyerleri için iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin geçerli bir sözleşmenin olup olmadığı veya işyerinden veya dışından birinin görevlendirilip görevlendirilmediği İSG-KATİP uygulamasında kontrol eder. Geçerli bir sözleşme veya bir görevlendirme olmayan işyerleri için sisteme kayıt yapılmasına izin verilmez.

DESTEK İÇİN BAŞVURULAR NE ZAMAN YAPILABİLİR?

Destek ödemelerine ilişkin başvurular;

> Ocak, şubat ve mart ayları için nisan ayının,

> Nisan, mayıs ve haziran ayları için temmuz ayının,

> Temmuz, ağustos ve eylül ayları için ekim ayının,

>Ekim, kasım ve aralık ayları için izleyen yılın ocak ayının sonuna kadar yapılır.

DESTEK BEDELİ NASIL HESAPLANIR?

Destek kapsamında olan işyerlerine verilecek teşvikler sigortalıların çalıştıkları gün sayısı baz alınarak hesaplanır. İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmeliğinin 5’inci maddesine göre tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için sağlanacak iş sağlığı ve güvenliği hizmet bedelinin sigortalı başına günlük miktarı 16 yaşından büyük sigortalılar için belirlenen prime esas kazanç alt sınırının günlük tutarının Yüzde 1,4, çok tehlikeli işyerileri için ise Yüzde 1.6’sıdır. Sağlanacak iş sağlığı ve güvenliği hizmet bedelinin tutarı, aylık prim ve hizmet belgesi ile bildirilen prim ödeme gün sayısı ile çarpılması suretiyle tespit edilir. Tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde aşağıdaki formül kullanılarak destek miktarı hesaplanabilir.

Aşağıdaki formülle de çok tehlikeli sınıfta işyerlerinin alabileceği destek aşağıdaki formül kullanılarak bulunabilir.

ba%c5%9fl%c4%b1ks%c4%b1z-1

İşverenler destek ödemelerini almak için Kurum adına tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri için tek bir yansıtma faturası düzenlerler. Düzenlenecek yansıtma faturalarında Kurumun vergi numarası olarak Hitit Vergi Dairesi Müdürlüğü 7750409379 vergi numarası kullanılır. Yansıtma faturalarında iş sağlığı ve iş güvenliği destek tutarlarını tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri için ödenecek destek tutarları ayrı ayrı gösterilir.  Her bir ay için hesaplanan tutarlar toplanır ve yansıtma faturasında “iş sağlığı ve güvenliği hizmet bedeli” olarak gösterilir. Her bir ay ve her bir işyeri için ayrı ayrı hesaplanacak tutarlar, tehlike sınıfına göre toplanarak toplam destek tutarı bulunur. Toplam tutara KDV uygulanarak fatura toplamı bulunur. İşverenler yansıtma faturalarını, ilgili olduğu dönem için belirtilen ödeme ayının 10’una kadar, söz konusu tebliğin ek-2’de belirtilen dilekçe örneği ile destek müracaatında bulundukları Sosyal güvenlik il müdürlükleri veya Sosyal güvenlik merkezlerine iletirler.

is_guvenligi_uzmanligi

DESTEKLER NASIL ÖDENİYOR?

İşverenin çalıştırdığı sigortalılara ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde kuruma verilmiş olması ve kuruma destek ödemesinin yapıldığı tarih itibariyle Türkiye genelinde prim ve prime ilişkin borcun bulunmaması şarttır.  SGK yasal süresi içerisinde ödenmemiş prim ve prime ilişkin borcun bulunması halinde, destek tutarları bu borca sayılarak düşülür. İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmeliğinin 6’ıncı maddesine göre Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamına giren işverenlere sağlanan hizmetin bedelini, üçer aylık dönemler halinde hesaplar. Dönem sonundaki tutarları takip eden ikinci ayın sonunda işverene öder.

  • Birinci dönem destek ödemeleri ocak, şubat ve mart ayları için mayıs ayının sonunda,
  • İkinci dönem destek ödemeleri nisan, mayıs ve haziran ayları için ağustos ayının sonunda,
  • Üçüncü dönem destek ödemeleri temmuz, ağustos ve eylül ayları için kasım ayının sonunda,
  • Dördüncü dönem destek ödemeleri ekim, kasım ve aralık ayları için izleyen yılın şubat ayının sonunda gerçekleştirilir.

Üçer aylık dönemler içinde her bir aya ilişkin aylık prim ve hizmet belgesi ile bildirilen toplam sigortalı sayısı esas alınarak hak edilen her bir ay için destek ödemesi hesaplanarak bu madde de belirtilen sürede destek ödemesi yapılır. Ayın son gününün resmi tatile rastlaması halinde destek ödemeleri resmi tatili izleyen ilk işgünü yapılır. İşveren tarafından geriye yönelik üçer aylık dönemler için talepte bulunulması halinde, talebin yapıldığı aya ilişkin üçer aylık dönemi takip eden ikinci ayın sonunda destek ödemesi yapılır.is-guvenligi-uzmanligi

DESTEKLER HANGİ DURUMDA KESİLİR?

Çalışma ve İş Kur İl Müdürlükleri, SGK denetim elemanları tarafından denetim yapılır. SGK denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde ya da bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden veya mahkeme ilamına istinaden çalıştırdıkları sigortalıları SGK’ya bildirmedikleri tespit edilen işverenler, tespitin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanılarak sağlanan destekten üç yıl süreyle faydalanamaz ve kayıt dışı çalışanın işe başladığı aydan itibaren yapılan ödemeler SGK’ca yasal faizi ile birlikte geri alınır.

Birden fazla işyeri bulunan işverenlere ait işyerlerinde kayıt dışı çalışanı bulunduğunun tespiti halinde, gerek tespitin yapıldığı işyeri için, gerekse diğer işyerleri için kayıt dışı çalışanın işe başladığı aydan itibaren yapılan ödemeler SGK’ca yasal faizi ile birlikte geri alınır ve söz konusu işverenler tespitin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanılarak sağlanan destekten üç yıl boyunca yararlanamaz.

DESTEK İÇİN VERİLECEK DİLEKÇE ÖRNEĞİ

                                                       SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

                                                       …… SOSYAL GÜVENLİK İL MÜDÜRLÜĞÜNE

Konu: İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hk.

İşyeri Sicil No (Merkez) : ……

…… tarihleri arasında almış olduğum iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri bedeli hakkında düzenlemiş olduğum fatura ektedir. Fatura bedelinin, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 7 nci maddesi gereği başvuru formunda belirtilen IBAN numarasına ödenmesini talep ederim.

 

                                                                                                                                        Tarih  İsim/Soy isim

OSGB’LER TARAFINDAN TUTULMASI GEREKEN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KAYITLARI

İşveren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu madde 6’ya göre işveren  mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulmasına yönelik çalışmaları da kapsayacak, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin işyerinde yürütülmesini sağlamakla yükümlüdür. Söz konusu hizmetler büyük ölçüde Ortak sağlık ve güvenlik birimlerince (OSGB) yürütülmektedir. OSGB’ler işyerlerine vermiş oldukları iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri kapsamında bazı belge, rapor ve evraklar hazırlamaları ve bunların bir kısmını kendi bünyesinde arşivlemelidir.

is-guvenligi

ORTAK SAĞLIK VE GÜVENLİK BİRİMİ

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanuna göre kamu kurum ve kuruluşları, organize sanayi bölgeleri ile Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından, işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere kurulan gerekli donanım ve personele sahip olan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yetkilendirilen birime Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB) denir. İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri işyerlerinde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi, çalışanların ilk yardım ve acil tedavi ile koruyucu sağlık ve güvenlik hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla yapılan faaliyetler anlamına gelmektedir. Bunlardan bazıları risk değerlendirmesi yapmak, acil durum planı hazırlamak, tahliye ve yangın tatbikatları düzenlemek, çalışanlara eğitim vermek, iş sağlığı ve güvenliği konusunda rehberlik yapmak vb. hizmetler olarak sıralanabilir. 6331 sayılı Kanunun 6’ıncı maddesine göre işveren söz konusu hizmetleri belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması hâlinde kendisi yapabilir, çalışanlarının arasından uygun niteliklerde ve belgeye sahip kişileri görevlendirebilir veya OSGB gibi dışarıdan söz konusu hizmetleri alabilir.

OSGB’LERİN DENETLENMESİ

OSGB’lerin ruhsat ve kurulum işlemleri her ne kadar İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından yürütülse de faaliyetlerinin denetimini Genel Müdürlükle beraber Çakışma Bakanlığı İş Müfettişleri ve SGK Sigorta Denetmeleri de yapmaktadır.  Denetimler büyük ölçüde evrak bazında yapılmaktadır.  Yapılan denetimlerde özellikle aşağıdaki huşular değerlendirilmektedir;

  • Tam zamanlı hekim, uzman ve diğer sağlık personeli varlığını,
  • OSGB binanınsın fiziki olarak mevzuat şartlarına uygunluğu
  • Ruhsat verilen plana, unvana vb. hususlara riayet edilmesi
  • Osgb’de tutulması gereken onaylı defter, yıllık çalışma planı ve yıllık değerlendirme raporu vb. kayıtlar
  • İSG-Katipte bulunan örneğe uygun sözleşme yapılması
  • OSGB tarafından kullanılan isimin (reklam, kart, tabela vb.) ruhsat alınan ismin kullanılması
  • Yetki alınan bölgede ve yetki alınan konular dahilinde hizmet verilmesi
  • İşyerine hizmet veren uzman veya hekimin İSG-Katip üzerinden atanmış olamsı
  • Kesilen faturaların saatlik iş güvenliği hizmetleri baz alınarak hazırlanması vb. konular

OSGB’LERİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİNİ YÜRÜTMESİ

İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliğinin 11’inci maddesine göre  OSGB’lerde işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli olan birer kişi tam süreli görevlendirilmelidir. OSGB’de tam süreli görevlendirilenler, başka bir OSGB’de veya işyerinde aynı unvanla veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yetkilendirilen eğitim kurumlarında eğitici unvanıyla görev alamazlar. OSGB’ler ancak kuruldukları il ve sınır komşusu illerde hizmet sunabilir yetkilendirildikleri il sınırı içerisinde izinsiz şube açamayacağı gibi herhangi bir şekilde irtibat bürosu da açamazlar. OSGB’ler kuruldukları il ve sınır komşusu illerde hizmet sunmaya yetkilidir.  Sınır illerin dışında hizmet verilebilmesi için, bu Yönetmelikte belirtilen şartları sağlayarak o illerde şube açılması zorunludur. Ancak niteliği gereği birden fazla ilde yürütülmesi gereken raylı sistem, yol ve nakil hattı inşası veya bakımı ve onarımı gibi işlerde hizmet alınan OSGB’nin işin yapıldığı illerden herhangi birisinde yetkilendirilmiş olması yeterlidir.

OSGB’lerde adres veya unvan değişikliği yapılması halinde 30 gün içinde yetki belgesinin yenilenmesi talebiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğüne başvuru yapılır. Bu başvurular ilk başvuru işlemlerine tabidir. Şirket ortaklarında değişiklik olması halinde ise durum 30 gün içerisinde genel müdürlüğe bildirilir. Yeni şirket ortaklarının ilgili mevzuat hükümlerinde belirtilen şartlara uygun olmaması halinde durumun düzeltilmesi amacıyla genel müdürlükçe şirkete 30 gün süre verilir. İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliğinin 19’uncu maddesine göre OSGB’ler, yetki aldıkları adreste ve başvuru dosyasında yer alan planda belirtilen bölümlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünce yetkilendirilmedikleri konularda hizmet veremez ve faaliyette bulunamazlar. Ancak, ilgili kurum ve kuruluşların izinlerini almak ve genel müdürlükten onay almak şartıyla, OSGB’ler hizmet verdikleri işyerlerindeki çalışanlar ve işyeri ile sınırlı kalmak şartı ile iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili her türlü ölçüm ve analiz için gerekli donanımı OSGB’nin faaliyet gösterdiği adreste bulundurabilir ve ilgili personeli bünyesinde çalıştırabilirler.

YÜK

OSGB’LER TARAFINDAN TUTULMASI GEREKEN KAYITLAR

Onaylı Defter

İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13’üncü maddesine göre işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunmak üzere OSGB’lerce görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı tarafından saklanması gereken onaylı defter suretleri OSGB arşivinde tutulmalıdır. Onaylı Defter  İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliğinde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı tarafından yapılan tespit ve tavsiyeler ile gerekli görülen diğer hususların yazıldığı, seri numaralı ve sayfaları bir asıl iki kopyalı şekilde düzenlenmiş her işyeri için tek olan defter olarak tanımlanmıştır. Defterin imzalanması ve düzenli tutulmasından işveren sorumludur. Teftişe yetkili iş müfettişlerinin her istediğinde işveren onaylı defteri göstermek zorundadır. Yukarıda ki tanımda işyerine özel olması gerektiğinin altı çizilmiştir. Bu sebepten onaylı defterin kapağında işyerine ait genel bilgiler yer almalıdır; işyeri ünvanı, SGK sicil numarası, görevli iş güvenliği ve işyeri hekimi, işyeri adresi, işveren veya işveren vekili isimleri vb. bilgiler. Defterin noter veya Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri tarafından onaylanması gerekmektedir. İl müdürlükleri onaylama işlemi için herhangi bir ücret almamaktadır. Mevzuatımızda defterin şekli ile ilgili her hangi bir husus belirtilmemiştir. Söz konusu kayıtların yukarıda saymış olduğumuz konular dikkate alınarak bir şekilde tutulması yeterli olup özel bir deftere ihtiyaç yoktur.

İSG-Katip Üzerinden Yapılan Sözleşme

İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13/3.a maddesine göre OSGB ve hizmet vereceği işveren arasında İSG-KATİP sistemindeki örneğine uygun sözleşme düzenlenmeli ve karşılıklı olarak en geç beş gün içerisinde sistem üzerinden onaylanmalıdır. Söz konusu sözleşme OSGB’ler tarafından saklanmalıdır. OSGB, sözleşme yaptığı işyerine hizmet verecek işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personelini, bu konuda ayrıca bilgilendirmelidir.

Yıllık Çalışma Planı ve Yıllık Değerlendirme Raporu Suretleri

Bir önceki yıl içerisinde yapılan iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerinin değerlendirilmesi yapıldığı faaliyetlerin yeterliliği, eksikleri, yapılması gerekenler vb. bilgilerin yer aldığı raporu ifade eder. Bunun yanı sıra çalışanlara verilmesi gereken iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin zamanı, içeriği ve kimin tarafından verileceği yıllık eğitim planında düzenlenir. İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13/2 maddesine göre OSGB’ler hizmet verdikleri işyerleri için hazırladıkları yıllık çalışma planı ve yıllık değerlendirme raporu suretlerini saklamakla yükümlüdür.

Çalışanlara Verilen İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerine Dair Kayıtlar

Esas itibariyle çalışanların çeşitli konularda eğitim alması ve bilgilendirilmesi hususu birçok yönetmelikle ve 6331 sayılı Kanunu’n çeşitli hükümlerinde dile getirilmektedir. Söz konusu yükümlülüğün usulü, esası ve uygulanması Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. İlgili yönetmeliğin 15’inci maddesine göre düzenlenen eğitimler belgelenmeli ve bu belgeler çalışanların özlük dosyalarında saklanmalıdır. OSGB’ler çalışanlara verilen eğitimlere dair kayıtları tutmak ve saklamakla yükümlüdür. Eğitimleri dam manada sadece işe başlangıç ve periyodik iş sağlığı ve güvenliği eğitimi olarak düşünmemek, mevzuat kapsamında bulunan acil durum, ilk yardım, iş ekipmanı vb. düzenlenen eğitimlerinde kayıtlarını tutmak gerekmektedir.

Risk Değerlendirmesi

Bilindiği gibi 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre işveren risk değerlendirmesi yapmakla yükümlüdür. İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin,11’inci maddesinde ise işyerinde hazırlanacak risk değerlendirmesi dokümanının elektronik ve benzeri ortamlarda hazırlanıp arşivlenebileceği belirtilmiştir. Mevzuatta doğrudan OSGB’lerin risk değerlendirmesini tutmasının gerektiğine dair doğudan bir hüküm yoktur. Yalnız İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünce konuya ilişkin yapılan bir açıklama şu şekildedir:“OSGB’ler tarafından işyerlerine sunulan hizmete ilişkin, bir iş güvenliği uzmanı ile işyeri hekiminde bulunması gereken; risk değerlendirmesi, acil durum planı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirimleri gibi iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı gereğince hazırlanması gereken dokümanların birer kopyası ile eğitim programları ve eğitimlerin düzenlendiğine dair belgeler ve işyerinde yapılan sağlık gözetimine ilişkin hizmeti gösterir tüm bilgi, belge ve evraklar, OSGB’de çalışan ve işyerine hizmet vermiş olan İSG profesyonelinin değişimi vb. durumlar ile ileride yaşanabilecek sorunların çözümünde kanıt niteliğinde olacağından ve hizmetin niteliğini ortaya koyacağından OSGB’ler tarafından da tutuluyor olması önerilmektedir”. Bu açıklama ışında ispat niteliğinde olması sebebiyle yukarıda belirtilen kayıtlarla beraber OSGB’lerin risk değerlendirmelerini de bir kopyasını tutmaları yerinde olacaktır.

SONUÇ

OSGB’ler öncelikle Onaylı defter, İşveren ile yapmış olduğu İSG-Katip üzerinden sözleşme, yıllık çalışma planı ve yıllık değerlendirme raporu suretleri, çalışanlara verilen iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerine dair kayıtları ve risk değerlendirmesinin bir kopyasını tutmalı ve istenmesi halinde denetime yetkili memurlara göstermelidir. Kendilerinden talep edilmese dahi, sözleşme süresi sonunda bütün kayıt ve dosyalar OSGB’lerce işverene teslim edilmelidir. OSGB’lerin  yetkilendirme işlemleri ve faaliyetlerinin denetimi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’nce yapılmaktadır. Bununla beraber ÇSGB iş müfettişlerinin ve SGK denetmenleri de OSGB ve eğitim merkezlerini denetleme yetkisi bulunmaktadır.